Dün gece yaralı küçük bir kız bulunmuş, Etrafına sarı kurdeleler sarılmış. Son bir kez süslemek istemiş onu büyükler, Yine yasaklarıyla. Yaklaşıp yakından bakınca gördüm, Yatan benim küçüklüğüm ve ben büyüdüm. Mevsimlik elbisemle, cenaze alayını izlerken, Geçtim meyveli ağaçlarla, mis kokan bahçelerden. Bir çiçek kopardım, son kez ona baktım, Çiçeğimi taktım, göğsüme. Kimse yeni yara açamaz artık, Çok canım yandı acımaz artık. Bugün düşerse yarın kalkar, Bu kız kendine acımaz artık. Kimse yeni yara açamaz artık, Çok canım yandı acımaz artık. Bugün düşerse yarın kalkar, Bu kız kendine acımaz artık. Ardımdan konuşulurken, Fısıltılar duydum tesadüfen. Sordum tanır mıydınız bu yatan kızı, Henüz nefes alırken? Mutluluk başka kalplerde saklı sanırdı, Hep yarımdı, yanıldı. Kimse yeni yara açamaz artık, Çok canım yandı acımaz artık. Bugün düşerse yarın kalkar, Bu kız kendine acımaz artık. Kimse yeni yara açamaz artık, Çok canım yandı acımaz artık. Bugün düşerse yarın kalkar, Bu kız kendine acımaz artık. Bir yol yürüdüm evimizden, Yol büyüktü hepimizden. Ölümden, ikimizden, Ve zavallı sevgimizden. Dün gece ufacık bir çiçek solmuş, Bugün yeniden güneş doğmuş. Bak burada küçük bir kız ölmüş, Ruhu büyüyüp kadın olmuş. Kimse yeni yara açamaz artık, Çok canım yandı acımaz artık. Bugün düşerse yarın kalkar, Bu kız kendine acımaz artık. Kimse yeni yara açamaz artık, Çok canım yandı acımaz artık. Bugün düşerse yarın kalkar, Bu kız kendine acımaz artık.